Bir şeyler yapıyorsunuz. Çok da güzel beceriyorsunuz. Temel bir sıkıntı yok. Hatta çevrenizdekiler sizi takdir ediyor; yaptığınız işleri onaylıyor. Hem özel hayatınızdaki ilişkilerde hem iş hayatınızda durum bu. Ama nedense içinizde bir sıkıntı var. Sanki yeterince iyi değilmişsiniz gibi… Kendinizi yetersiz hissediyorsunuz. Yaptıklarınızı az buluyorsunuz. Hatta bu övgüleri, maddi manevi takdirleri hak etmediğinizi düşünüyorsunuz. O zaman İmposter Sendromu diğer bir söyleyişle Sahtekar Sendromu’na kapılmış olabilir misiniz?
Kim Kardashian’ın kız kardeşi olan Kendall Jenner İmposter Sendromu’na kapıldığını söyleyenlerden.
İmposter Sendromu Ne Demek?
İmposter sendromu, bir kişinin başarılarını veya yeteneklerini hak etmediğine inanmasıyla karakterize edilen psikolojik bir durumdur. Bu kişi, genellikle işyerinde veya akademik alanda, başarılarını dışsal faktörlere, şansa veya başkalarının yardımına bağlar ve kendi yeteneklerini gerçekçi bir şekilde değerlendirmez.
İmposter sendromu olan kişiler genellikle kendi başarılarını içselleştiremezler ve kendilerini bir gün “sahte” olarak açığa çıkarılacakları korkusuyla yaşarlar. Bu durum, stres, kaygı ve düşük özsaygıyla ilişkilendirilebilir. Yetersizlik hissi, kendini yetersiz hissetmek, kendini küçük görmek hatta hiçbir şeyi hak etmediğini düşünmek yakanızı bırakmaz.
İmposter Sendromu Neden Olur?
İmposter sendromu veya yetersizlik hissi birkaç faktörden kaynaklanabilir:
- Yüksek Standartlar: Kişi, kendisine çok yüksek standartlar belirler ve bu standartları karşılamak için çaba sarf eder. Ancak, ne kadar başarılı olursa olsun, kendini hala yetersiz hisseder çünkü belirlediği standartları sürekli olarak karşılamakta zorlanır.
- Başkalarıyla Karşılaştırma: Kişi, sürekli olarak başkalarıyla kendini karşılaştırır ve genellikle başkalarının daha yetenekli veya daha başarılı olduğuna inanır. Bu karşılaştırma, kendi başarılarını küçümsemesine ve yetersiz hissetmesine neden olabilir.
- Geçmiş Deneyimler: Daha önce başarısızlık yaşamış veya eleştirilmiş kişiler, bu deneyimler nedeniyle kendilerini yetersiz hissedebilirler. Bu tür deneyimler, kişinin kendine güvenini sarsabilir ve gelecekteki başarılarına dair şüpheye düşmesine neden olabilir.
- Kültürel veya Aile Baskısı: Kişinin büyüdüğü kültür veya aile yapısı, başarıya yönelik belirli beklentiler veya baskılar oluşturabilir. Bu beklentileri karşılayamayan kişi, kendini yetersiz hissedebilir.
- Korkular ve Endişeler: Başarısızlık korkusu, eleştirilme korkusu veya reddedilme korkusu gibi duygular, kişinin kendini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bu korkular, kişinin kendine olan güvenini zayıflatabilir ve yetersizlik hissine yol açabilir.
Ya Sosyal Medya Etkisi?
Ve tabi günümüzde sosyal medyanın etkisi de bu konuda büyük rol oynuyor.
Sosyal medya, insanların başkalarının hayatlarını görsel olarak görüntüleyebilecekleri ve kendi hayatlarını bu görüntülerle karşılaştırabilecekleri bir platform sağlar. Ancak, insanlar genellikle sosyal medyada en iyi ve en mükemmel yönlerini paylaşırlar.
Sosyal medya, genellikle filtrelenmiş bir gerçeklik sunar. Bu, sosyal medya kullanıcılarının diğerlerinin hayatlarını gerçekçi bir şekilde değerlendirmesini zorlaştırabilir ve kendi yaşamlarını yetersiz bulmalarına neden olabilir.
Bir de sosyal medya başkalarının hayatlarını mükemmelliğe ulaştırmış gibi gösterir. Bu durum, imposter sendromunu artırabilir.
Ayrıca sosyal medya, onay arayışını artırabilir. Beğeniler, takipçiler ve yorumlar, bir kişinin sosyal medyadaki değerini ölçmek için kullanılabilir. Ancak, bu onaylama süreci, insanların sürekli olarak başkalarının onayını aramalarına ve kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilir.
Peki Ya Çocukluğumuz? Ailelerin Tutumu?
Çocukluk dönemi ve ailenin tutumu, bir kişide İmposter sendromunun oluşmasında önemli bir rol oynayabilir. İşte bu etkilerden bazıları:
- Aşırı Eleştiri veya Övgü: Çocukluk döneminde aşırı eleştirilen veya aşırı övülen bir kişi, gerçek başarılarını değerlendirmede zorlanabilir. Aşırı eleştirilen kişiler, sürekli olarak yetersiz olduklarına dair bir inanç geliştirebilirler. Aşırı övülen kişiler ise gerçek başarılarını sorgulayabilirler, çünkü övgülerinin gerçekçi olup olmadığını sorgulayabilirler.
- Başarı Beklentileri: Aileler genellikle çocuklarından belirli bir başarı seviyesi beklerler. Bu beklentiler, çocukların kendi başarılarını değerlendirmesini etkileyebilir. Aşırı yüksek beklentilere maruz kalan bir çocuk, başarısızlık korkusuyla başa çıkmak için kendini sürekli olarak kanıtlama ihtiyacı hissedebilir.
- Kültürel ve Toplumsal Etkiler: Bazı kültürlerde, başarı ve mükemmeliyetçilik daha fazla vurgulanırken, diğerlerinde daha az öne çıkabilir. Ailelerin ve toplumun bu kültürel beklentileri, çocukların kendi başarılarını değerlendirmelerini etkileyebilir ve imposter sendromuna katkıda bulunabilir.
- Destek ve Kabul: Ailedeki destek ve kabul, çocuğun kendine güvenini geliştirmesine ve başarılarını içselleştirmesine yardımcı olabilir. Ancak, ailede destek eksikliği veya kabul edilme zorluğu, çocuğun kendini yetersiz hissetmesine ve başarılarını sorgulamasına neden olabilir.
- Modelleme: Ebeveynlerin veya diğer önemli yetişkinlerin davranışları, çocukların kendi başarılarını nasıl değerlendirdiklerini etkileyebilir. Örneğin, aile içinde sürekli olarak mükemmeliyetçi bir tutum sergileniyorsa, çocuklar da benzer bir tutum geliştirebilir ve her zaman mükemmel olmaları gerektiğini düşünebilirler.Hatta bu konuda çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar bile var.
İmposter Sendromu Daha Çok Kimlerde Görülür?
Sahtekar sendromu, herhangi bir yaş, cinsiyet, meslek veya sosyoekonomik gruptan insanlarda görülebilir, ancak bazı gruplarda daha yaygın olarak gözlemlenir. İşte imposter sendromunun daha sık rastlanabileceği bazı gruplar:
- Yüksek Başarı Gösterenler: Sıklıkla imposter sendromu, yüksek başarı gösteren bireyler arasında daha yaygın olarak görülür. Bu kişiler, dışarıdan bakıldığında oldukça başarılı ve yetenekli görünebilirler ancak içsel olarak kendi başarılarını sorgulama eğilimindedirler.
- Yeni Mezunlar veya Kariyer Değiştirenler: Yeni mezunlar veya kariyer değiştirenler, genellikle yeni bir ortama adapte olma sürecinde olduklarından, imposter sendromuna daha yatkın olabilirler. Yeni bir işe başlayanlar veya yeni bir alana geçenler, kendilerini çevresindeki insanların beklentilerini karşılayamayacakları korkusuyla hissedebilirler.
- Kültürel veya Azınlık Grupları: Bazı kültürel veya azınlık grupları, dışlanma veya ayrımcılık deneyimleri nedeniyle imposter sendromuna daha yatkın olabilirler. Toplumlarındaki azınlık olma duygusu, kişinin kendini yetersiz hissetmesine neden olabilir.
- Mükemmeliyetçiler: Mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip olanlar, imposter sendromuna daha yatkın olabilirler. Sürekli olarak mükemmeliyetçilik standardını karşılamaya çalışırken, kendi başarılarını küçümseme veya sorgulama eğilimindedirler.
- Kadınlar: Araştırmalar, kadınların genellikle erkeklere göre imposter sendromuna daha yatkın olduğunu göstermektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri ve beklentileri, kadınların kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilir.
İmposter Sendromu’nun Belirtileri Neler?
- Başarıları İçselleştirememe: Kişi, başarılarını dışsal faktörlere atfeder ve kendi yeteneklerini gerçekçi bir şekilde değerlendiremez. Başarılarına rağmen, “şans eseri” veya “başkalarının yardımıyla” olduğuna inanabilir.
- Kendini Sürekli Olarak Kanıtlama İhtiyacı: İmposter sendromu yaşayan kişiler, sürekli olarak başkalarına ve kendilerine başarılarını kanıtlama ihtiyacı hissedebilirler. Bu nedenle, sürekli olarak aşırı çalışma ve mükemmeliyetçilik davranışları sergileyebilirler.
- Kendi Başarılarına Şüphe: İmposter sendromu yaşayan kişiler, kendi başarılarına ve yeteneklerine sürekli olarak şüphe duyarlar. Başkaları tarafından takdir edilirken bile, kendilerini hala yetersiz hissederler.
- Kendi Yeteneklerini Küçümseme: Kişi, kendi yeteneklerini küçümser ve başkalarını kendisinden daha yetenekli veya daha başarılı olarak görür. Kendi başarılarını diğer insanlarınkilerle karşılaştırarak sürekli kendini aşağı çeker.
- Eleştirilere Aşırı Hassasiyet: İmposter sendromu yaşayan kişiler, aldıkları eleştirilere aşırı hassasiyet gösterebilirler ve eleştirileri kendilerini daha da yetersiz hissetmelerine neden olabilir.
- Başarıların Geçici Olduğuna İnanma: Kişi, başarılarının geçici olduğuna ve bir gün başarısızlıkla sonuçlanacağına inanabilir. Bu nedenle, gelecekteki başarılarını güvence altına almak için aşırı endişe duyabilirler.
- Başarısızlık Korkusu: İmposter sendromu yaşayan kişiler, başarısızlık korkusuyla başa çıkmak için sürekli olarak çaba gösterirler ve bu korku, risk almak ve yeni deneyimler yaşamak konusunda engelleyici olabilir.
İmposter Sendromu’nun Türleri var mı?
İmposter sendromu genellikle tek bir tür olarak tanımlanır, ancak bazı durumlarda belirli alt türler veya varyasyonlar da tanımlanabilir. 4 ana başlıkta toparlayabiliriz.
Perfeksionist İmposter
Bu türde, kişi mükemmeliyetçi eğilimlerle birleşen imposter sendromu yaşar. Sürekli olarak mükemmel sonuçlar elde etmeye çalışırken, kendi başarılarını hala yetersiz hisseder ve mükemmeliyetçilik standartlarını karşılamakta başarısız olduğunu düşünür.
Sürekli Başarısızlık İmposteri
Bu türde, kişi başarısızlık korkusuyla sürekli olarak mücadele eder.Geçmişteki başarısızlıklarını aşırı derecede önemser ve gelecekteki başarısızlıklarını sürekli olarak bekler. Bu nedenle, herhangi bir başarıyı içselleştiremez ve kendini hala yetersiz hisseder.
Yanlış Yerleştirilmiş İmposter
Bu türde, kişi bulunduğu konum veya pozisyonun gerektirdiği beceri veya yeteneklere sahip olmadığını düşünür. Örneğin, yeni bir işte veya yeni bir eğitim programında bulunan biri, kendini bu konumda hak etmediğini düşünebilir.
Bağımlı İmposter
Bu türde, kişi sürekli olarak başkalarının onayına ve dışsal onaylara bağımlıdır. Kendi başarılarını içselleştiremez ve sürekli olarak başkalarından onay arar. Başkalarının onayını alamadığında, kendini hala yetersiz hisseder.
Bu türler, imposter sendromunu farklı açılardan ele alarak daha spesifik durumları tanımlamaya yardımcı olabilir. Ancak, her bir tür tek başına yaşanabileceği gibi, kişinin deneyimi birden fazla türün bir kombinasyonu olabilir. Bu türlerin her biri, kişinin kendini yetersiz hissetme ve kendi başarılarını içselleştirememe gibi ortak özellikleri deneyimleme şeklini vurgulamaktadır.
İmposter Sendronu Nasıl Geçer?
Peki bundan nasıl kurtulabiliriz? Sahtekar sendromunu yenmek, kişiden kişiye değişen bir süreçtir ve birçok farklı strateji ve yaklaşım kullanılabilir. İşte imposter sendromunu aşmak için bazı öneriler:
- Bilinçlenme: İlk adım, imposter sendromunun ne olduğunu ve nasıl çalıştığını anlamaktır. Kendinizi bu konuda bilgilendirerek, duygularınızı tanımlamak ve neden hissettiğinizi anlamak önemlidir.
- Gerçekçi Olmayan İnançları Tanıma: Kendinizi sürekli olarak yetersiz hissetmenize neden olan gerçekçi olmayan inançları tanıyın ve sorgulayın. Başarılarınızı gözden geçirin ve başkalarından geri bildirim alarak, başarılarınızı içselleştirmeye çalışın.
- Olumlu Kendi İç Konuşma: Olumlu kendini konuşma pratiği yapın. Kendinize olumlu ifadeler kullanarak, kendinize güveninizi artırabilir ve imposter sendromu hislerini azaltabilirsiniz.
- Yardım İstemek: İmposter sendromuyla başa çıkmak için profesyonel yardım almayı düşünün. Bir terapist veya danışmanla çalışmak, duygularınızı anlamanıza ve bunlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.
- Risk Almak ve Hata Kabul Etme: Kendinizi geliştirmek için risk alın ve hataları kabul edin. Herkes hatalar yapar ve hatalardan öğrenmek, kişisel ve mesleki büyüme için önemlidir.
- Başkalarıyla Paylaşma: İmposter sendromu yaşadığınızı başkalarıyla paylaşın. Bu duyguları deneyimleyen birçok insan olduğunu keşfetmek, kendinizi daha az yalnız hissetmenize ve başkalarından destek almanıza yardımcı olabilir.
- Başarılarınızı Kutlama: Küçük başarılarınızı kutlayın ve kendinize övgüler verin. Kendinizi değerli hissetmek için zaman ayırın ve başarılarınızı içselleştirin.
İmposter sendromu, zaman alabilen bir süreç olabilir, bu nedenle sabırlı olmak önemlidir. Kendinize nazik olun ve sürecin bir parçası olarak kendinizi geliştirmek için adımlar atın.
Kaç Kişiyiz’de Ne Tür İçerikler Var?
İmposter Sendromu’nu öğrendiğiniz gibi, Kaç Kişiyiz’de sağlık, kişisel gelişim ve yaşama dair ilginizi çeken içeriklere ulaşabilir. Uygulamayı indirdikten sonra sosyal medyada da bizi takip edebilirsiniz.